Gaziantep Masaj Salonu

Gaziantep Masaj Salonu

Gaziantep Masaj Salonu “Polis olan sensin. Hatırlamış olduğum kadarıyla biroldukça kez, doğru şartlar sağlandığında herkesin cinayet işleyebileceğini söylemiştin.” “Orası doğru,” dedi Devlin kabul edercesine. “Grace Elİand’ı küçümseme. O iyimser, bardağın hep iyi yanını gören dış görünüşünün altında sıkıntılı bir karakter var.” “Ona şüphe yok. Seneler önce burada başına gelenleri sana anlatan bendim, unuttun mu?” Julius, Ellandların evinin ışıklarını izliyordu.

“Hatırlıyorum.” “Grace bu kasabada efsaneleşmiş gibidir. Sana onun hakkında izlenimlerini anlatmanı istememin sebeplerinden biri bu. Sen bu kasabadan olmadığın için onun geçmişine dair bu hikâyeden etkilenmezsin diye düşündüm.” “Geleceğini düşünüp kariyeriyle ilgili bir karar vermek için burada kalmış olduğunı söyledi.” “Evet, irene onun son yıllarda gömlek değiştirir gibi iş değiştirdiğini söyledi.” “sadece şu kadarını söyleyeyim,” dedi Julius. “Grace yaşam- J ayne Ann Krentz tan ne beklediğine karar verdiğinde karşısında duran fert olmak istemem.” doğal istediği kişi ben değilsem. Bu düşünce birden aklında belirivermişti. Öylesine afalladı ki nerede ise telefonu düşürecekti.

Gaziantep Masaj Salonu

Gaziantep Masaj Salonu “Kahretsin,” dedi. “İyi misin?” dedi Devlin. “Evet, evet iyiyim. Telefonda bir sorun var galiba.” “Peki, randevu nasıl geçti?” “Bir noktaya kadar harikaydı. Beni çay içmek için eve davet etti.” “Çay mı?” Devlin’in ses tonu, sanki yaşamında hiç çay diye bir şey duymamış benzer biçimde çıkmıştı. “Bitkisel bir şey işte.” “Ne güzel işte. Nerede mesele çıktı?” “mesele çıktığım nereden çıkardın?” “Eve erken dönmüşsün ya,” dedi Devlin sabırlı bir halde. “Telefonda benimle konuşuyorsun, ben de süper bir dedektif olduğum için artık Grace’in yanında olmadığın sonucunu çıkardım.” “Evet iyi bir dedektifsin.

Çıkarımında da haklısın. Randevumuz Grace’e, Witherspoon’u öldürüp öldürmediğini sorduğum vakit bir anda sona eriverdi.” “Sordun mu bunu hakikaten?” diye sordu Devlin tekdüze bir ses tonuyla. “Evet.” “Dan diye.” “Aynen.” “Geri zekâlı herif.” “Harley de buna benzer bir yorum yaptı.” “Herhâlde inkâr etmiştir,” dedi Devlin. Nefes Al “normal olarak. Hatta beni evden kovdu. Ama mesele şu Dev, bu işte hakikaten bir tuhaflık var. Kız korkuyor.” “niçin korkuyor?” “Ah bir bilsem. Ama ön ve arka kapılara yeni kilitler taktırmış. Bizler mutfaktayken telefonuna e-mail bildirimi geldi ve Grace resmen zıpladı. Böyle bir irkildi yani.” “sadece yaşayan bir hanım o,” dedi Devlin. “Doğru dürüst kilitlerinin olması lazım zaten. E-mail sesine gelince, ben bile irkiliyorum kimi zaman.”